Yayınevi: Arkadya Yayınları
Çeviren:Buse Barış
Sayfa Sayısı: 310
GÖKKUŞAĞINI
YAKALAMAK
Okundu ve bitti…
Uzun zamandır beni bu kadar farklı
etkieyebilen bir kitap okumamıştım.Bir elimde mendil bir yandan ağladım bir
yandan da güzldüm..:) Karışık duygular içerisinde bitirdim kitabı….
Bernadette’nin hayata bakış açısı
aslında çogu bayanla aynı; Kilo sorunu,
kocası Ryan ve onun HYM (Hamile Yelloz Metres) si ile olan ilişkisi, ayrılık
çanları çalmaya başlayınca bir geriye dönüş ve acaba neleri eksik yaptım,
neleri yapabilecekken yapmadım ve hüzünlü bir geriyer dönüş isteği ve sorgulama….Aile
bireylerinin kaybı, işini kaybetme ve bu kaos içinde Gökkuşağını Yakalamaya çalışmak
oldukça zor ama imkansız değil…
Ben zevk alarak okudum bu
kitabı.Çünkü zorluklarla baş ederken yapılan mücadele okadar güzel ve farklıJ espirili bir dille donatılmış ki; yaşanan
her olayda bir yandan üzülüyor bir yandan da gülümsüyorsunuz…J
Kitabın başından sonuna kadar
Benadette’ ye yol gösteren , babasının onun için bıraktığı bulmacalar oluyor…Sonuçta
hepimizin bir dayanagı yol göstericisi yok mu..?
Yaşama sevinci ve hüznü bir arada
bulabileceğiniz bir kitap …Kitabı edindikten
sonra eminim ki yeri
kitaplığınızda ki baş köşe olacaktır..:)
Birkaç alıntı…
Sf 21: Eğer
biri size aile şirketinin çalışmak için sevimli, sıcak bir yer olduğunu
söylerse aksi yöne dogru çığlık atarak
kaçın.
Sf 90:…Telsiz telefonu kulağıma tutarken, ağzım
açık kendi yansımama baktım.Saçımın kendine ait bir hayatı olduğunu zaten
biliyordum ama başımda ki korkunç birşeydi.
Sf 172:
Yerdeki kırpılmış saç tutamlarını toplayıp çığlıklar ata ata en yakın perukçuya
gitmemek için kendimi zor tutarak,
aynadaki yansımama bir daha baktım.
Sf 176: Eğer
gözlerimi yeterince kısarak bakarsam…çok fena sayılmazdım.
Sf 284:
Kışın en soğuk zamanlarında, nihayet içimde hiç bitmeyen bir yazın olduğunu
öğrendim. Albert Camus